İl müdürleri 6-7 bin lira civarında ücret alırken, son KHK'da yapılan düzenleme gereğince il sağlık müdürleri yaklaşık 11 bin lira ücret alacak.
Sağlık Bakanlığı, 2011 yılındaki üç farklı kurumla hizmet yapma yanlışından, 22 Ağustos 2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 694 sayılı KHK ile döndü.
Ancak kurumlar birleştirilirken, kamu personel yönetimindeki yanlışlıktan vazgeçmedi.
Normalde bakanlıklar taşrada; il müdürü/ il müdür yardımcısı/ şube müdürü/ şef/ memur şeklinde örgütlenirken, Sağlık Bakanlığı bu sistemi bozdu.
Sağlık Bakanlığının taşra yapısı il müdürü/ başkan/ başkan yardımcısı/ şube müdürü ve uzmandan oluşacak.
Üstelik Sağlık Bakanlığını taşra yöneticileri memurlar gibi 657'e tabi olarak maaş değil sözleşmeli ücret alacaklar.
Bir il müdürünün maaşı yaklaşık olarak en az 11 bin veya 12 bin lira olacak. İl müdürlerinin unvanlarına göre de bu maaş değişecek, örneğin bir profesör eğer il müdürü olursa çok daha fazla alabilecek.
Diğer bakanlıklarda il müdürlerine bağlı olarak il müdür yardımcıları bulunurken, Sağlık Bakanlığının taşra yapılanmasında il müdür yardımcılığı kadrosu yerine "Başkanlık" kadrosu ihdas edildi. Bunun da söz konusu personele daha yüksek maaş verilmesini sağlama amacıyla yapıldığı bilinmektedir. Yeni düzenlemeyle diğer bakanlıklardaki il müdür yardımcılarının muadili olan Sağlık Bakanlığındaki Başkanlarının maaşları da yine sözleşmeye göre belirleniyor. Buna göre başkanlarda diğer bakanlıklardaki muadili il müdür yardımcılarının en az iki katı kadar maaş alacak.
Bununla da yetinilmedi. Başkanlara bağlı olmak üzere iki de başkan yardımcılığı kadrosu ihdas eden Sağlık Bakanlığı bu kadrolara da sözleşmeye bağlı olarak maaş ödemesi yapacak.
Bakanlığın il müdürlüğü yapılanmasında il müdürlerine bağlı başkanların mevcut sayıları dışında ihtiyaca göre artırılabilecek olması da kişiye göre kadro ihdası vb suistimale yol açacağı ayrıca değerlendirilmekte...
Daha önceki üçlü yapılanmada bürokratik kademelerin fazlalığının yol açtığı problemler sistemin işleyişini zorlaştırdığı görülmüştü. Bakanlığın yeni yapılanmada da tercih ettiği dikey örgütlenmenin hem bürokratik kademeleri artırmış olması hem de sözleşme ücretiyle ayrıksı bir yapı oluşturması, kamu personel sisteminin daha da bozulması anlamına geliyor.