Adli para cezası ödenmezse memuriyete engel mi?



Adli para cezası, hükümlü tarafından işlenen suçun karşılığı olarak bir miktar paranın devlet hazinesine ödenmesine yönelik verilebilecek bir yaptırım türüdür. Adli para cezasına yalnızca mahkemeler hükmedebilir, diğer tüm kurumların vereceği para cezaları idari para cezası niteliğindedir. Adli para cezasının idari para cezasından farkı ise ödenmediği takdirde hapis cezasına çevrilmesidir.

Kasıtla işlenen suçlarda 1 yıl veya altındaki cezalarda, taksirle işlenen suçlarda ise hükmedilen cezanın süresine bakılmaksızın hakimin takdirine bağlı olarak hapis cezaları adli para cezasına çevrilebilir. Dolayısıyla hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi genel olarak hakimin takdirine bağlıdır ancak; bazı hallerde hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi bakımından hakimin takdir yetkisi bulunmamaktadır.

Adli para cezasının ertelenmesi, yasal olarak düzenlenmiş olmadığı için, TCK'da ancak hapis cezalarının ertelenebileceği düzenlendiğinden adli para cezaları hakkında erteleme kararı verilemeyecek, kişinin mahkum olduğu hapis cezası, seçenek yaptırım olarak adli para cezasına çevrilse bile ertelenemeyecektir. Hapis cezasının paraya çevrilmesi halinde de hapisten çevrilen bu para cezasının ertelenmesi mümkün olmayacaktır.

Adli para cezasında hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasını değerlendirmemiz gerekirse; adli para cezasının seçimlik ceza olarak düzenlendiği suçlarda, adli para cezasına mahkumiyet halinde bu ceza hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecekken; hapis cezasından çevrilen adli para cezaları hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilemeyeceği sonucuna ulaşabiliriz.

5275 Sayılı kanunun 106. Maddesinin ilk halinde 3. Fıkra "Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarınca hapsedilir." şeklindeyken, 6545 Sayılı Kanunun 81. Maddesiyle söz konusu fıkra: "(3)Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün, hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması halinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir." şeklinde değiştirilmiştir.

Dolayısıyla maddedeki değişiklikle birlikte adli para cezasının ödenmemesi durumunda hükümlü kamuya yararlı bir işte çalıştırılacaktır. Ancak hükümlü, bu halde de denetimli serbestlik görevlerine uygun davranmazsa çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmı açık ceza infaz kurumunda yerine getirecektir. Hükümlü, hapis yattığı veya kamuya yararlı işte çalıştığı günlerin dışındaki günlere karşılık gelen parayı öderse hapisten çıkartılır veya kamuya yararlı işte çalıştırılma sona erer.

İşlenen suçtan dolayı hükmedilen bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaların adli para cezasına çevrilmesi durumunda memuriyete engel bir durum ortaya çıkmamaktadır. Çünkü Türk Ceza Kanunu'nun 50. maddesinin 5. fıkrası uygulamada asıl mahkümiyetin, bu madde hükümlerine göre çevrilen adli para cezası olmaktadır. Devlet Memurları Kanunu'nda da adli para cezalarının memuriyete engel haller arasında sayılmamaktadır. Bu nedenle bir yılın üzerindeki hapis cezalarının adli para cezasına çevrilmesi durumunda memur olma ehliyeti ortadan kalkmamaktadır. Ancak Devlet Memurları Kanunu 48/A-5'te sayılan suçlar bakımından hükümlü olmamak kavramı kullanıldığından, bu suçlar bakımından verilen cezaların adli para cezası ya da tedbire çevrilmiş olması memur olmaya engeldir. Devletin güvenliğine karşı suçlar, Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar, zimmet, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflas, ihaleye fesat karıştırma, edimin ifasına fesat karıştırma, suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama veya kaçakçılık suçları bakımından verilmiş olan cezaların adli para cezasına çevrilmiş olması memur olma açısından önem taşımamakta ve memur olabilme ehliyetini kaybettirmektedir. Maddede sayılan suçlar açısından hüküm giymek yeterli görülmüş hüküm de verilen cezanın süresi yada türü açısından bir ifade de bulunulmamıştır.

Konular